Jinekolojik Tümörlerde Erken Tanının Önemi

Jinekolojik Tümörlerde Erken Tanının Önemi
Jinekolojik içinde ehemmiyetli bir yer kaplayan uterus, serviks ve yumurtalık tümörleri, çok zaman belirti sunmadan ilerleyerek yaşamı tehdit edebilir.
Ancak düzenli tetkikler, HPV aşısı ve sağlıklı yaşam tutumları ile bu rahatsızlıkların önüne geçmek olası. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, kadınsal tümörlerde erken teşhisin önemini ve kadınların alması gereken önlemleri anlatıyor.
Kadın sağlığını tehlikeye atan en büyük tehlikelerden biri kadınsal tümörlerdir. Endometrium, serviks ve over tümörleri, her yıl binlerce kadının hayatını etkileyen ciddi rahatsızlıklardır. Fakat, erken teşhis ile bu tümörler büyük oranda tedavi edilebilir.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, bu hususta kadınların uyanıklık kazanmasının ehemmiyetini vurguluyor: “Kadın hastalıklarında en büyük tehlike, belirti sunmayan sessiz rahatsızlıklardır. Pek çok kadın, herhangi bir yakınması olmadığında kadınsal tetkikleri savsaklıyor. Oysa birçok kadınsal tümör, erken evrede saptandığında tamamen tedavi edilebilir. Bu sebeple mutat tetkikler yaşam kurtarır.”
Türkiye’de ve Dünyada Kadınsal Tümörlerin Görülme Sıklığı
Türkiye’de uterus tümörü, en sık görülen kadınsal tümör tipidir. 2020 GLOBOCAN verilerine göre, Türkiye’de en sık görülen 10 kadın tümörü arasında uterus tümörü 6., serviks tümörü ise 10. sıradadır.
Dünya genelinde en sık görülen kadınsal tümörlerden biri olan serviks tümörünün, Türkiye’de tarama programları sayesinde daha düşük sıklıkta görüldüğünü belirten Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Serviks tümörü, HPV tarama programları sayesinde Türkiye’de birçok ülkeye nazaran daha düşük oranlarda görülüyor. Lakin bu, taramaların aksatılabileceği manasına gelmez. HPV taşıyıcılığı olan kadınlar düzenli takip edilmezse, hastalık ilerleyebilir ve ölümcül hale gelebilir.”
Buna karşın, yumurtalık tümörü hala geç tanılanması sebebiyle en riskli kadınsal tümörlerden biri olmaya devam etmektedir.
Kadınsal Tümörlerde Risk Faktörleri
Her kadınsal tümörün farklı risk faktörleri bulunur. Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, en sık görülen kadınsal tümörlerin sebeplerini şöyle açıklıyor:
- Endometrium (uterus) tümörü: “Bu tümör tipi, genellikle menopoz sonrası kadınlarda görülür. Şişmanlık, şeker hastalığı, yüksek östrojen seviyesi, erken adet görme veya geç menopoza girme gibi faktörler riski artırır.”
- Serviks (rahim ağzı) tümörü: “HPV enfeksiyonu en büyük risk faktörüdür. Bununla birlikte, sigara kullanımı, erken yaşta cinsel ilişki ve bağışıklık sisteminin zayıf olması riski artıran faktörler arasında yer alır.”
- Over (yumurtalık) tümörü: “Bu tümörün en büyük risk faktörlerinden biri genetik yatkınlıktır. BRCA1 ve BRCA2 gen değişmelerine sahip kadınlarda, yumurtalık tümörü riski %40-60 oranında artar. Ayrıca ileri yaş, uzun zaman doğurganlık artırıcı tedaviler görmek ve ailesinde tümör hikayesi olması da riski artırır.”
Kadınsal Tümörlerden Korunma Yolları
Kadınsal tümörlerden korunmanın en etkili yolu, düzenli taramalar ve sağlıklı yaşam tutumlarıdır. Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, kadınların bu hususta alabileceği önlemleri şöyle sıralıyor:
- Mutat Kadınsal Muayeneler: “Cinsel hayata başladıktan sonra her kadının yılda en az bir kez kadınsal muayene olması gerekiyor. 21 yaşından itibaren PAP smear, 30 yaşından sonra ise HPV testleri ile düzenli tarama yapılmalıdır.”
- HPV Aşısı: “HPV enfeksiyonu rahim ağzı tümörünün %99’undan sorumludur. HPV aşısı 9-26 yaş arasında yapılması önerilse de, 45 yaşına kadar koruyuculuğu devam etmektedir. Hatta 45 yaş üstünde bile olumlu etkileri olduğu görülmüştür.”
- Sağlıklı Beslenme ve Egzersiz: “Düzenli egzersiz yapmak, ideal kiloda kalmak ve sağlıklı beslenmek, özellikle östrojen bağımlı tümörleri önlemek için büyük ehemmiyet taşır.”
- Sigara ve Alkol Tüketimini Azaltmak: “Sigara, özellikle serviks tümörü için büyük bir risk faktörüdür. Kadınların sigarayı bırakması, tümöre yakalanma riskini ciddi şekilde azaltacaktır.”
Tarama Programlarının Önemi ve Türkiye’deki Uygulamalar
Türkiye’de, 30-65 yaş arasındaki kadınlara her 5 yılda bir HPV + smear testi parasız olarak yapılmaktadır. Lakin katılım oranları hala istenen seviyelerde değildir. Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, bu konuda kadınların bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor: “Kadınların büyük bir kısmı, tarama programlarından haberdar değil ya da gerekli görmediği için test yaptırmıyor. Oysa, serviks tümörü erken evrede yakalandığında %90’ın üzerinde başarıyla tedavi edilebiliyor. Bilinçlendirme kampanyaları, mobil sağlık hizmetleri ve HPV aşısının yaygınlaştırılması ile daha fazla kadına erişebiliriz.”
Gerçek Bir Yaşam Hikayesi: “Hiçbir Belirti Yoktu, Ama Mutat Kontrol Hayatını Kurtardı”
Kadınsal tümörlerin en büyük tehlikesi, bazı tiplerin uzun zaman hiçbir belirti vermeden ilerleyebilmesidir. Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, bir hastasının yaşadığı süreci şu sözlerle anlatıyor: “34 yaşında, tamamen sağlıklı görünen bir hastam, yalnızca adet düzensizliği yakınmasıyla muayeneye geldi. Fiziksel muayenesinde hiçbir olağan dışı bulgu yoktu. Ancak içimdeki mesleki içgüdüyle, ‘Yine de bir smear testi yapalım’ dedim. Neticeler geldiğinde hepimiz büyük bir şok yaşadık: Serviks tümörü tanısı konulmuştu.
Talihliydi. Çok erken evrede yakaladık ve hızlıca tedavi sürecine başladık. Şayet bu tarama yapılmasaydı, büyük olasılıkla yıllar sonra çok daha ileri bir evrede tanı edilecekti. Bugün sağlıklı ve hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Bu olay, erken teşhisin ne kadar ehemmiyetli olduğunu bir kez daha gösterdi.”
Kadınlar İçin En Büyük Güç Erken Teşhistir!
Kadınların düzenli kadınsal kontrolleri savsaklamaması, HPV aşısı yaptırması ve sağlıklı bir yaşam şekli benimsemesi, kadınsal tümörlerin önlenmesinde en ehemmiyetli adımdır. Op. Dr. Mehmet Bekir Şen, tüm kadınlara şu çağrıyı yapıyor: “Yakınmanız olmasa da yılda bir kez kadınsal muayene yaptırın. Unutmayın, erken tanı yaşam kurtarır!” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)